19 Nisanda doktora tezimi basariyla savundum. Tezimin basligi "Finans Piyasalarinda Anlamlandirma ve Hikaye Anlatimi: Istanbul Borsasi Vakasi". Basliktan biraz anlasilacagi uzere piyasa aktorlerinin dijital uzaktan erisim piyasalarinda gunluk haber ve veri akisini nasil anlamlandirdiklari ve bunu yaparken hikaye/anlantilari nasil kullandiklarini inceledim. Anlatidan kastim gunluk hayatta olaylar arasinda sebep sonuc ve baska iliskileri hikaye formatinda nasil kurdugumuz. Aslinda hikaye/anlati yani "storytelling" insanlarin hayatlarinda en cok basvurduklari anlamlandirma yontemi. Insanlar bunu yaparken zaman ve sebep sonuc iliskisini kendilerine rehber olarak aliyorlar. Yani aciklamaya calistigimiz olaylar sonuclar bir kronoloji otesi sebepsellik icinde anlam kazaniyor. Diger yontem ise daha bilimsel olan, var olan bilinen bilimsel katagorik gerceklerden yola cikarak olan olaylari bu kategorik gerceklerin bir yansimasi olarak zamandan ve mekandan bagimsiz gormek.Tabi insanlar hikaye anlatirken bu kategorik gerceklerden de faydalaniyorlar fakat burada onemli olan hikayenin gozlenen bilenen olaylari sebeb sonuc icinde bir siraya koymasi.
Dijital finans piyasalarin ilginc bir ozelligi dunyanin dort bir tarafindan haber ve verileri akim (flow) seklinde piyasa aktorlerinin bilgisayar ekranlarina aktarmasi. Yani haberler ve veri (fiyat verisi dahil olmak uzere) kendi iclerinde sirali bir sekilde akmakta. Bircok akim bir araya geldiginde ise piyasa aktorleri icin bu akimlar arasinda hikaye formatinda sebep sonuc iliski kurmak daha kolay hale gelmekte. Piyasa aktorleri bunu yaparken kategorik gerceklerden faydalanmakla beraber (buna bagli olarak degerleme modelleri, risk analizi araclari kullanilabilir) hikaye/anlati formati anlamlandirma ve gecmis ve gelecekle ilgili bilinmezlikleri minimize etme konusunda en cok basvurulan yontemlerden biri. Bu finans teorisinin fiyatlarin var olan butun haberleri yansittigi, yani gecmisin aslinda bilindigi onermesine de ters bir durum teskil etmekte. Bunun en onemli sebebi bas dondurucu yogunlukta ve coklukta akan bilgi/veri akisi, ekranlarda her an var olmasina ragmen, bu akisin toplami kendi basina bir anlam ifade etmemekte. Yani ekranlar dile gelip piyasa aktorlerine olan biteni yorumlamamakta! Bu anlami /yorumu piyasa aktorleri kendi bilissel cabalariyla yaratip yatirim faaliyetlerine baglamak durumunda.
Iste benim tezim bu noktada su sorulari cevapliyor: Piyasa aktorleri gercekten hikaye/anlati yontemine basvuruyorlar mi? Eger basvuruyorlarsa, acaba anlattiklari hikayeler arasinda icerik ve mantik acisindan bazi farkliliklar var mi? Varsa bu farkliliklar neden kaynaklaniyor? Bu sorulari Istanbul Borsasinda yaptigim gozlem calismalariyla cevaplamaya calistim. 4 araci kurum ve bir portfoy yonetim sirketinde (2008/2009 yillarinda borsa islem hacminin yaklasik %8'ini gerceklestirdiler) yaklasik 75 tam-gun piyasa aktorlerini gozlemleyerek onlarin anlik anlamlandirma faaliyetlerini kaydettim. Buradan cikan anlatilarla/hikayelerle (1200 civarinda) bu sorulari cevaplamaya calistim. Oncelikle piyasa aktorleri anlatilara cok sik basvurmakta. Piyasa ekranlarindaki akislari surekli sekilde anlamlandirmaya calisip bunlari yatirim kararlarina baglama ugrasi icerisindeler. Fakat burada piyasa aktorlerinin kisisel ve kurumsal kimlikleri (ornegin araci kurumun sadece yerli bireysel yatirimcilara veya yabanci kurumsal yatirimcilara hizmet vermesi gibi) anlatilan hikayelerin icerigini etkilemekte. Bir ornek vermek gerekirse, gozlemledigim uc ayri yurtici satis departmaninda anlatilan hikayelerin %40'indan fazlasi yurtdisi piyasalarda ve ekonomilerde ne olduguna dair. Bir araci kurumda, vadeli islemler piyasinda aktif olarak islem yapan yerli yatirimcilara hizmet esnasinda, bu oran % 54'e kadar cikmakta. Ote tarafta ise, yabanci kurumsal yatirimcilara hizmet veren iki departmanda bu oran %20'nin altinda. Daha da ilginci, yurtici satis departmanlari bu hikayelerin buyuk bir kismini musterilerine anlatirken, kurumsal satis departmanlarinda bu hikayelerin cogu departman icinde kalmakta. Aslinda anlam/icerik bazinda bu farkliliklar bizlere sunu anlatmakta, araci kurumlar musteri tiplerine gore farkli bilissel cerceveler gelistirip ona gore piyasadaki veri akisini yorumlamakta. Turkiye Sermaye Piyasasi Araci Kuruluslar Birligi (TSPAKB) istatistiklerine gore, yerli bireysel yatirimcilar kisa vadeli yatirim yapip cok fazla islem yapmakta. Ote tarafta yabanci kurumsal yatirimcilar portfoylerini cok daha uzun sure ellerinde tutup islem hacminde o kadar etkili olmamakta. Bu tercihlerin yansimalari piyasa aktorlerinin anlattiklari hikayelerin iceriginde ve sikliginda gorulmekte.
Farkli bilissel cercevelere bir baska ornek ise gene yerli bireysel yatirimcilardan gelmekte. Ornegin gozlemledigim uc yurtici satis departmanindaki yatirimcilarin cogu, ki bu yatirimcilar TSPAKB'nin istatistiklerine gore yerli yatirimcilar arasinda en onemli 100 bin kisilik grup icindeler hisse sahipligi anlaminda, buyuk ve likit tahtalarda islem yaparken, bir dorduncu gozlem yerinde, bir araci kurumun subesinde, daha kucuk ve az likit tahtalarda da islem yapan yatirimcilari gozlemleme sansim oldu. Bu yatirimcilar digerlerinin aksine, piyasa ekranlarinin otesindeki ozel bilgilere ulasilabilecek cesitli sosyal aglar icinde bulunmaktalar. Ornegin piyasamizda etkili olan yerli spekulatorler ve onlarin yarattigi momentum veya gudumlu fiyat hareketleri. Calismamda bu tur bilgileri ozel (private) bilgi olarak adlandirdim. Sonucta subede gozlemledigim bu tip yerli bireysel yatirimcilar, anlattiklari hikayelerin % 20'sinde bu tip bilgilere basvurup piyasa ekraninda olan olaylari anlamlandirdilar. Bu oran diger uc yurtici satis departmanda % 5'in altinda.
Bu son ornek aslinda 2001 sonrasi Istanbul Borsasinda yasanan bilissel devrimin en iyi orneklerinde birisi. Artik yerli yatirimcilarin onemli bir kismi 1990larin en onemli ozelliginden olan "ozel" bilgi kullanma yerine, yatirim faaliyetlerini piyasa ekraninda var olan bilgi ve haber akisina gore yapmakta. Tabi yerli bireysel yatirimcinin devam eden kisa vadeli yatirim aliskanligi bu bilgi akisini daha firsatci kullanmasina zemin hazirlamakta. Piyasa ekranlari da bu kisa vadeli egilime hizmet eden cesitli dijital araclar sunmakta yatirimciya. Obur tarafta ise, kurumsal yatirimcilar arasinda en onemli bilissel araclardan biri analist raporlari, yani sirketlerin nakit ve gider akislarini hesaplayan ve buna gore uzun vadeli fiyat tahmininde bulunan anlatilarla hesaplari birbirine ekleyen analizler. Gozlemlerimden cikarttigim sonuc yabanci yatirimcilara anlatilan hikayelerin cogu bu analist raporlarindaki cercevelerden yani uzun vadeli hesaplanabilir firsat ve risklerden ilham almakta, yurtdisinda DOW'da DAX'ta ne oldugundan degil! Diger taraftan yerli bireysel yatirimcilara anlatilan hikayeler bilgi akisinin her turlusunden kisa vadeli faydalanmaya yonelik ve Istanbul Borsasinin kendi ic dinamiklerini (ornegin yerli yatirimcilarin yurtidisinda olan biten olaylara gore cok sik islem yapmasini) goz onune alan hikayeler. O sebepten yerli bireysel yatirimcilar icin analist raporlari ya kisa vadeli al sat firsati ya da acaba yabancilar rapor cikarip tersini mi yapiyor sorusunu sorma firsati olarak gorulebiliyor. Tezimde ayrica bu bilissel cerceve farkliliklarinin tarihsel sebeplerini de tartistim. Bu tartisma bir onceki gonderimde bahsettigim makaledeki tartismanin bir benzeri fakat daha kapsamlisi.
Sonuc olarak tezimde su iki noktaya vurgu yapiyorum. Finans piyasalarinda dijitallesmeye ragmen, ki bu dijitallesme daha cok sayida olayin sayisallastirilip hesaplanabilir hale getirmekte, piyasa aktorleri soyutlastirilan, sayisallastirilan, dijitallestirilen bu akimlari anlati/hikaye formatinda anlamlandirmakta. Yani piyasa aktorleri sadece sayisal hesaplar yapan bilissel varliklar degil. Buna bagli olarak ikinci vurgum ise, finans piyasalarinin farkli bilissel cerceveleri ve gecmisleri ve kimlikleri olan gruplardan olusmus olmasindan dolayi, bu anlatilan hikayelerin birbirinden farkli olmasi. Yani finans piyasasindaki gruplar anlamlandirma ve yatirim faaliyetlerinde farkliliklar gostermekte. Bu da finans piyasalarinda tek bir rasyoneliteden ve bireysel, izole piyasa aktorlerinden bahsetmeyi zorlastirmakta.
Calismamda bana deskte olan tum piyasa calisanlarina, yatirimcilara ve regulatorlere minnettarim. Onlarsiz bu calismayi bitirmek dusunulemezdi.